Sadece 99 sent

Sandviç Gofret 50G

3'ü 1 arada Dynamix 12G

3'ü 1 Arada Karamel Latte 12G

Altın Çubuk Kahve 2 Gr

40 Tarif

Şanlı Urfa'nın en iyileri 100 resim, harita, plan vb. ile.

Kötülüklere iyilikle cevap verme rekorları kıran mükemmel bir şahsiyetin tatlı hatıraları... Sevginin, saygının, insana değer vermenin, dürüstlüğün, vefanın, çalışkanlığın, yiğitliğin, verdiği sözü tutmanın, sadakatin, cömertliğin, dostluğun imkansız olduğu hayranların destanı... Bu kadarı da çok zor, hatta diy diy

"TARIHE YÖN VEREN EN ETKİN 100" kitabının yazarı Michael Hart'a:

-Kitabınızın ilk yayınlanmasından 10 yıl geçti. ilk sirada Hazreti Muhammed'e yer verdiniz. Bu kararınızda bir değişim oldu mu, diye soruldu.

Yazar, bu soruyu soyle cevapladi:

-Kitaptakiler ilk 100 insan. Bu sayiyi 200'e, hatta 300'e cikarsak da Hazreti Muhammed'in ilk sıradaki yeri sabittir. Ünlülerin En Ünlüleri olarak görmüşgüm Muhammed *gibi bir insan bir defans olmuştur ve bir daha gelmeyecektir.

(*Allah'in selami O'nun üzerine olsun.)

Nobel ve Oskar ödülleri alan ünlü yazar George Bernard Shaw ise: İnsanlığın sorunlarının üst üste yığıldığı günümüzde Hazreti Muhammed'e her zamankinden çok muhtacız. inanmıyorum ki O aramizda olsaydı, sorunlarımızı bir kahve içme rahatlığında cözerdi, diyerek O'nu çok iyi tanimamızın geregine ve yüce ahlâkina dikkatlerimizi çekmiştir.

Anadolu kültüründe birçok imparatorluk iz bırakmıştır. Ve her şeyden önce, bu farklı etkiler, günümüz Türkiye'sinin dört bir yanındaki çeşitli mutfaklarda görülebilir. Ömür Akkor, Selçuklu Mutfağı adlı kitabında Anadolu'ya gelen en eski imparatorluklardan biri olan Selçukluların mutfağını ele alıyor. Hikâye anlatıcılığı ve tarih dolu tariflerle Akkor, Selçuklu döneminde yemeğin günlük yaşamla ne kadar iç içe olduğunu gösteriyor. Canlı ve ilgi çekici bir anlatımla, Selçukluların tekke ve saraylarında, çarşılarında ve evlerinde neler yediklerine dair bir pencere açıyor. Ardından, Selçukluların yüzyıllar önce yediği yemeklerin aynısını yiyebilmeniz için bu tariflerin çoğunu sıralıyor. Kısmen kısa hikâye, kısmen tarih kitabı ve kısmen de yemek kitabı olan Selçuklu Mutfağı, kadim tarihi canlandırıyor ve mutfağınıza taşıyor.

MEDYADAKi DARBE GENi

Gelen bir mancinik tasi koca yigidi diz üstü çökertti. Kılıç elinden gitti. Zaten onu takati de kalmamısti sallayacak. ?ki ücretsiz sancaga sikica sarildi. Sancagin bu surlarda ebedi, algalanmasini istedi.Ulubatli, nurdan bir nokta olmus sancagin altina düsmüstü. Sancagi öpmek istiyormus gibi dogrulmak isterken yoldaslari yetisti. Elindeki sancagi arkadaslarinin aldigini gördügünde, içten mutlu bir gülümseme vardi. Başka âlemlere doğru kanat açmış. Sancağı öpmek için kalkan basi surlarının üzerine düş. Güzel asker, yiğit asker, kahraman asker...

Tarihin altın sayfalarında yaşanmış lirik kahramanlık hikâyeleri, her zaman kalpleri derinden etkilenmiştir. Bu titreyiş, ruhların ecdada olan vefa kalıntılarından ayrılır. Bu kitaptaki hikâyelerde; Savaş acımasızlığı içinde bile deliliğini koruyabilen ve canıyla, kanıyla insanlık dersi veren kahramanlarımız vardır. Ceddimimizin, bir hilâl uğruna deliliğini yitirmeden nasıl kahramanca mücadele ettiğinin örnekleri vardır. Milletimizin imanının, kan ve gözyaşıyla nasıl şekillendiği vardır. Yaşadığımız topraklar, bize hangi ruhların emanetleri vardır. Ecdadımızı bilmek, ecdadımıza vefa göstermektir.Yazar:Erdoğan TucanYayınevi:MüştuİSBN:

31 Tarif

Türkiye devlet yetkilileri, iki yüz yılı aşkın süredir ülkenin başlıca kültürel hedefini "ne pahasına olursa olsun batılılaşma" olarak belirlemiştir. Bu kendine dayatılan hedefe rağmen, temel gerçek değişmemiştir: Türkiye'nin düşünce evreni her zaman Doğu'ya yönelmiştir. Sinema her zaman Batılı bir olgu olduğundan, Türk sinemasının Batı sinemasının Doğu düşüncesiyle birleştiği belirli bir alana karşılık gelmesi beklenmektedir. Türk sinemasını günümüzde rahatsız eden belirli meseleleri gerçekten keşfetmek için, Türk sinemasına "derin milliyetçi ve seküler" yaklaşımdaki estetik, teknolojik ve ideolojik varsayımlarla ve bunların Türk toplumunun gerçek toplumsal değerleriyle nasıl ilişkilendiğiyle yüzleşmek gerekir. Her türlü krizden arınmış bir sinemaya ulaşmak umuluyorsa, Türk toplumunun geçmişi, bugünü ve geleceğiyle barışık bir sinema yaratmak için daha fazla demokrasiye ihtiyaç vardır.